top of page
Gulten_Yalcin.jpeg

GÜLTEN YALÇIN

YUSUF ATA ARIAK ANISINA

ODTÜ KTMT Camiasının Kurucu Üyesi, Dayanışma Kurulu Onursal Başkanı, KTMT binasının mimarı, mühendisi ve sponsoru, öğrencilerin Yusuf Ağabeyi, bizlerin Değerli Dostu, Kardeşi, Lideri, Rehberi, Memleketimizin Vatansever Evladı, Nilüfer Hanımın Değerli Eşi, Evlatları Ayşe ve Hasan’ın Değerli Babaları, Sevgili Torunu Sare’nin Kıymetli Dedesi, ARIAK Ailesinin En Sevilen Kardeşi, Elektrik Yüksek Mühendisi Onurlu İnsan YUSUF ATA ARIAK Kardeşimizi kaybetmenin acısını yaşıyoruz, bundan sonra anılarımızda sevgiyle saygıyla yaşatacağız.

Rahmetli kardeşimizi 1968 yılı Kasım ayında o zamanki adıyla Klasik Türk Müziği Kulübünün Değerli Hocamız Erol Sayan yönetiminde yapılan, ilk kez katıldığım bir Pazar çalışmasında kulübün diğer üyeleriyle birlikte tanımıştım.  O çalışma Kasım ayı içinde verilecek bir konserin hazırlığıydı, Hocamız solo yapacak arkadaşların seçimini yapıyordu, Yusuf da solo yapacak öğrencilerden birisi olarak seçilmişti, gayet güzel, tenor bir sesi vardı, şarkıları duyarak okurdu. Konser solosu yanlış hatırlamıyorsam ‘Sana Eller Ne Güzelsin Demesin Kıskanırım’ veya ‘Gel Ey Denizin Nazlı Kızı’ olabilir, hafızam eskisi gibi değil maalesef, yanlış olabilir kusura bakmayın, Derin Gruptaki arkadaşlarım daha iyi hatırlayacaklardır, İlker Hocamızda o konserin programı vardır, yanlışım varsa lütfen düzeltsinler.

Mimari amfisindeki o konserimiz gayet başarılı geçti, değerli bestekar İsmail Baha Sürelsan ve Ankara Radyosu’nun birçok sanatçısı o konsere dinleyici olarak katılmışlardı, konser sonrası İsmail Baha Hoca ve diğerleri hepimizi tebrik etmişler, başarımızı övmüşlerdi.

Çalışmalarımız ve konserlerimiz yılda bir veya iki konser olmak üzere Değerli Hocamız Erol Sayan yönetiminde devam ediyordu, ben kulübe katıldığımda İnşaat Mühendisliğinde üçüncü sınıftaydım, Elektrik Mühendisliği bölümünde okuyan Yusuf yaşça bizden küçük olduğu için o yıllarda ikinci sınıfta olabilir. Klasik Türk Müziği Kulübündeki aktif üyeliğim 1972 yılı sonuna kadar sürdü, derslerimizden vakit bulduğumuz sürece barakadaki kulüp odamızda toplanır, yeni öğrendiğimiz şarkıları bazen beraberce bazen tek olarak söylerdik. İlker hocamız udunu, Cahit kemanını, Nuhkan kanununu alır, onlar çalarlar biz söylerdik, böylece sınav yorgunluklarımızı üzerimizden atar, yeni bir enerjiyle yeniden derslerimize dönerdik.

Bu dört yıllık dönem zarfında Mimari amfideki konserlerimize ilave olarak bir kez Altındağ Tiyatrosu’nda, bir kez de Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde verdiğimiz konserler en başarılı olanlardı sanırım, konser öncesi ve sonraki heyecanımız inanılmazdı.

Mezuniyetimizden sonra 1980’li yıllarda Yusuf’un önderliğinde 30 Ağustos gezileri yapılmaya başlanmıştı. O geziler ve kuruluş yıldönümü konserleri; hep O’nun öğrencilerle mezunları kaynaştırma, müzik beraberliğini devam ettirme gayesi ile düzenlenir ve yine onun çabaları ile şekillenirdi.

Yusuf Ata Arıak KTMT’nin hamisiydi. Bugün içinde müzik çalışmalarımızı sürdürdüğümüz KTMT Binasının yapılmasını maddi kaynaklar bularak, büyük bir kısmını şahsen finanse ederek sağlaması, öğrencilere burs vermesi, kendi şirketinde birçok yeni mezun öğrenciye iş imkanı yaratması, Erol Sayan Hocamızın kitaplarının finansmanı, mezun ve öğrenci üyelere seminerler vermesi, Topluluğun yönetimi, Rektörlükle ilişkilerinin sağlanması, kurduğu sistemle KTMT’nin öğrenciler tarafından yönetilen özerk bir birim olmasını sağlaması gibi çok yararlı ve özel uğraşları olmuştur.

Yusuf Ata Arıak hepinizin yakından bildiği çok değerli bir Elektrik Elektronik Yüksek Mühendisi idi, özellikle elektronik konusunda uluslararası düzeyde üstün başarılı çalışmalar, hizmetler yapmıştır. Senelerce bu konudaki çalışmaların önderliğini ve kurucusu oladuğu Telkoder dernek başkanlığını yürütmüştür.

Değerli arkadaşımız hakkında ne kadar anlatsak, methiyeler düzsek O’nu tam manasıyla anlatamaz, yaptıklarının hakkını ödeyemeyiz. Maalesef bu amansız hastalık onu erken aldı, bize çok acı bir sürpriz oldu, oysa son 30 Ağustos Eskişehir gezisindeki solosunda ( https://youtu.be/1eVgIsyOVWU ) ne kadar sağlıklı görünüyordu, haberi duyunca inanması gerçekten çok zor oldu. Allah gani gani rahmet eylesin, nurlarda uyusun, mekanı cennet olsun. Vefatının bu virüs salgınının yasaklı dönemine rastlaması nedeniyle onu son yolculuğuna uğurlayamamanın üzüntüsünü taşıyoruz, ancak; Berat Kandili gibi mübarek bir günde toprağa verilmiş olması, O’nun Allah indinde de takdir gören makbul bir insan olduğunun bir işaretidir diye düşünerek teselli bulmaya çalışıyoruz. Aramızdan bir yıldız kaydı, nur içinde huzurla uyusun.

Yusuf Ata Arıak anısını yaşatmak için neler yapabiliriz. Her yıl doğum veya ölüm günlerinde O’nun adına konserler düzenleyebiliriz. O’nun çok önem verdiği eğitici konferans veya seminerler tertipleyebiliriz. Pek çok defalar heyecanla sözünü ettiği Müzik Kütüphanesini gerçekleştirebiliriz. Bu kütüphane O’nun tasarladığı gibi topluluk binasının karşısındaki boş alanda yeni bir bina yapılarak kurulabilir, ancak bu binanın finansmanı temin edilemezse; ki kuvvetle muhtemel ne yazık ki artık imdadımıza yetişecek Yusuf Ağabeyimiz maalesef aramızda olamayacak, o zaman O’nun kurduğu O’nun binasında giriş katındaki en büyük odayı Kütüphane olarak düzenleyip, müzik arşivi oluşturabiliriz. Kapısına da Yusuf Ata Arıak Müzik Kütüphanesi yazan bir tabela ve O’nun güzel yakışıklı bir resmini güzel bir çerçeve içinde yerleştirebiliriz.

Yusuf Ata Arıak aynı zamanda çok önemli siyasi bir kişiliğe sahip gerçek bir vatanseverdi. Ankara Belediyesinde Merhum Ali Dinçer Başkanlığı zamanında Genel Sekreterlik görevini başarıyla yürütmüştü. Ne yazık ki memleketimizin kötü bir kaderi olarak; pek çok değerli gençlere olduğu gibi, hizmetleri ve başarıları takdir edilmemiş ve görevden ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Oysa siyasi hayata devam edebilseydi, memlekete ve millete çok değerli hizmetler yapacak, bakanlık hatta başbakanlık görevlerini üstlenebilecek kişilik ve bilgi birikimine fazlasıyla sahipti.

Değerli Arkadaşım, Kardeşim hakkında, yukarıda da söylediğim gibi ne söylesem ne yazsam yeterli olmaz, sözlerimi sonlandırırken; O’nun anısını yaşatmak için en büyük görevin aramızdaki genç arkadaşlara ve öğrenci kardeşlerimize düştüğünü belirtmek isterim.

Değerli Kardeşim rahat uyu, hedefini ve ilkelerini koruyacak Başkanlarımız, genç arkadaşlarımız ve öğrenci kardeşlerimizin çalışmalarıyla geride bıraktığın maddi ve manevi değerlere sahip çıkılacak, anıların her zaman canlı kalacaktır. 

RUHUN ŞAD, MEKANIN CENNET OLSUN.

Gülten Aydın Yalçın  

bottom of page